Samsun Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde son dönemde yaşananları şöyle güzelce bir kaleme alma zamanı geldi de geçiyor. Göreve geldiği günden bugüne kadar, hem kurum çalışanlarıyla, hem sporcularla hem de antrenör ve kulüp yöneticileriyle yaşadığı gerginliklerle adını sıkça duyduğumuz Feyzullah Dereci'nin, şehrin sportif geleceğine iyice zarar verdiğini görmeyenlere kısa bir kaç hatırlatma yapmakta fayda var! Samsun için 'Spor Kenti' ifadesini kullandığımız dönemler ne yazık ki geride kaldı! Bir önceki il müdürü döneminde, branşlarda Türkiye'nin ilk 5 kentinden birisi olan Samsun, bugün 30. sıralara kadar geriledi. Spor camiasında herkes kırgın, kızgın ve üzgün! Yurt dışında madalya alan başarılı sporcularımız ve antrenörlerimiz, şehrin Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürünü ziyarete bile gitmek istemiyor! Okçuluk Federasyonuyla girdiği tartışma süreci diyalog ile çözülebilecekken, gerginliği daha da tırmandırarak, şehrimizde yapılacak olan büyük etkinliğin iptal edilmesinin arkasında da yine il müdürü var! Ülkemizin yüreğini yakan deprem felaketinin ardından, Samsun'a çok sayıda depremzede vatandaşımız geldi! Bu vatandaşlarımızın büyük bir kısmı KYK Yurtlarında misafir edildi! O sürece dair de bir çok 'yönetim başarısızlığı' söz konusu. Sadece bir kaçından, kısaca bahsedeyim! Depremzedelerin kaldığı yurtlarda, uzun bir süre temel ihtiyaç malzemeleri verilmedi! Gerekçe neydi? İl müdürünün 'bütçemiz yok' açıklaması! Bu noksanlıkları dile getiren depremzedelerin, yurtlardan atılmakla tehdit edildiği iddiaları da sıkça konuşuldu! Hatta yine o döneme ait bir video da bende mevcut! Depremzede vatandaşlarımızı zor durumda bırakmamak için yayınlamadığım bu videoda vatandaşımız, "Bize bir suyu çok görüyorsunuz" şeklinde tepkisini açık ve sert bir şekilde dile getiriyor! Depremzede öğrencilere internet verilemediğini, çocukların uzun süre derslerini takip edemediğini yazmama gerek yok, muhakkak duyulmuştur! Garip bir özgüvene sahip olan Feyzullah Dereci adlı il müdürünün, öfke kontrolsüzlüğü yaşadığını da ifade etmek gerek! 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları sırasında bir antrenörün yakasına yapışan müdür beyin, kurumdaki sorunları dile getiren bir AK Parti İl Başkan Yardımcısının üzerine yürüdüğü, el kaldırdığı ve hakaretler ettiği de yine çok sağlam kaynaklardan bize ulaşan bilgiler arasında! Geçtiğimiz dönemde Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan Fuat Oktay'ın özel kalem müdürüyle de yaşadığı şiddetli tartışma, yine istihbarat kaynaklarımızın bize aktardığı ilginç konular arasında yer alıyor. KYK Yurtlarında kalan öğrencilerin, yemekten zehirlenmesi olayı vardı. Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı bu zehirlenme olayının ardından yemek şirketi ile anlaşmanın iptal edildiğini açıklamıştı. Tabi bu açıklamayı kendisine yaptıran yine malum il müdürü olmuştu? Sonra ne mi oldu? O firma KYK'lara yemek vermeye devam ediyor. İşin sonunda şehrin valisini bile yanlış bilgilendiren bir anlayış ile karşı karşıyayız. Yüzme şampiyonası için Samsun'a gelen sporcuların, havuzun önünde yattığı görüntüleri de unutumadık! Mustafa Dağıstanlı Spor Salonunun fitness salonunun milli sporculara kapatılması, giriş için dilekçe istenmesi konusu da bir hayli ilginçti! Göğsünde ay yıldızlı bayrağımız ile bizi dünyada temsil eden sporcuya, devletin spor tesisini kapatmak cidden komik değil mi? Yüzme branşındaki özel kulüpler ve sporcuları da aynı durumlardan muzdarip. Şehrin kulüplerine, şehrin sporcularına, "Beni gençlik ve sporun sporcuları bağlar" diyebilen bir anlayıştan çok da bir şey beklememek lazım. Tesislerdeki eksiklikler ve sorunlarla ilgili yazılan onlarca şikayet dilekçesinin araştırılmadan ötelendiği iddiaları da çok ciddi! O tesislerde, o sorunlar sebebiyle bir sporcunun, bir çocuğun başına bir şey gelirse, bedeli herkes için çok ağır olur! Samsun Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde görev yapan personeller hakkında sık sık soruşturma başlatılıyor. Bu soruşturmaların tamamına yakını, 'gereksiz' olduğu gerekçesiyle cezasız olarak kapatılıyor. Soruşturmaların arkasındaki ise müdür beyin bitmek tükenmek bilmeyen egosunun olduğu iddia ediliyor. Müdür bey, 'bana bir şey olmaz' rahatlığıyla hareket ediyor. Öyle siyasetten, siyasetçilerden falan da çekindiği yok. Yoksa AK Parti İl Başkan Yardımcısının üstüne yürümek, el kaldırmak ve hakaret etmek, herkesin harcı değildir. Hele de bu olayın duyulmasının ardından görevde kalmak, sahiden büyük bir başarı! Soyadının Dereci olduğunu bilmesem, acaba Malkoçoğlu mu diye düşünürdüm. Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinin Mehmet Kasapoğlu'ndan Osman Aşkın Bak'a geçmesi il müdürünü çok sevindirmiş! Kendisinin her fırsatta Bakan Bak'a yakın olduğunu, iyi tanıştıklarını söyleyerek bir güç kapısı oluşturmaya çalıştığı söyleniyor. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile gerçekten yakın bir diyalog içerisinde olup olmadığını bilemeyiz. Ancak Bakan Bak'ın devlet adamlığı tecrübesi ve olaylara objektif bakış özelliği göz önünde bulundurulursa, il müdürünün 'güç' beklentisinin boşa çıkacağını söyleyebiliriz. Kendisinin Samsun'daki görevini başarıyla yerine getiremediği ve çok sayıda gerginliğe neden olduğu yönünde hazırlanan bir raporun, Bakan Osman Aşkın Bak'a iletildiğini biliyorum. Samsun siyasetinin önde gelen isimlerinin de, il müdürüyle ilgili negatif bir görüşe sahip olduğu konuşuluyor. Hal böyleyken, hem şehrin spor hayatının geleceği hem de bugüne kadar verilmiş emeklerin heba olmaması adına bir görev değişimi kapıda gibi görünüyor. Diğer tüm olumsuzluklar gibi, KYK Yurtlarındaki ranza onarım işlerinin de Bakan Bak'ın kulağına gittiğinden bahsediliyor. İddiaya göre 3-4 ay önce yapılan bu onarım işlerinin ihalesine yeni çıkılmış. İşin 3-4 ay sonra ihaleye çıkılmasının ardında bir art niyet mi yoksa iş bilmemezlik mi var, onun kararını vermek bize düşmez. Ama ciddi bir 'zarar' oluştuğunu anlamak için de ekonomist olmaya gerek yok.  UZUN LAFIN KISASI; Samsun gibi büyük bir şehirde görev yapmak zordur! Hele de spora bu kadar önem verilen bir şehrin Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü görevini sürdürmek, büyük bir özveri ve sabır gerektirir. Ego, kişisel hırslar, kendini diğer insanlardan üstün görmek, birine ya da birilerine güvenerek yöneticilik yapmak gibi hatalar, insanı başarısızlığa sürükler.