Teknolojinin hızla gelişmesi, iletişim araçlarını ve medya tüketim alışkanlıklarını kökten değiştirirken…Geleneksel medya, uzun süre haber kaynağı ve toplumsal normların şekillendiricisi olarak önemli bir rol oynasa da, dijital medyanın yükselişiyle birlikte bu rol dönüşüme uğradı. Dijital medya, bilgiye hızlı ve kolay erişim sağlarken, dezenformasyonun yayılmasını ve toplumsal sapmaların normalleşmesini de beraberinde getirdi.
Geleneksel medyadan dijital medyaya geçişin toplumsal etkileri ve insanların bu süreçte değişen tepkilerine bakınca hem bir gelişim hem de bir yozlaşmanın üzerimizde dolaştığını hatta geleceğimizi şekillendireceğini görüyoruz.
Geleneksel medya, gazeteler, televizyonlar ve radyolar aracılığıyla kontrol edilen bir haber akışı sunarken toplumsal değerlerin ve normların korunmasına yönelik bir filtreleme mekanizması işlevi görüyordu. Haberlerin yayınlanmadan önce belli süreçlerden geçmesi, bilgilerin doğruluğunu büyük ölçüde güvence altına alıyordu. Toplum, geleneksel medyaya daha fazla güven duyarken bu platformlardan yayılan bilgilerle toplumsal düzeni koruma fonksiyonunu ön plana alıyordu.
Televizyon ekranlarında diziler ve filmlerle Yeşilçam ve sonraki dönemlerde informal sapmaların toplum üzerindeki etkilerinin 80’lerde nasıl zemin tuttuğunu 90’lardan bu yana artarak devam ettiğini gözlemlerken bugün yine gündüz kuşağı programlarının ve dizilerin toplum üzerinde etki ettiği uyumsuzluğun toplumsal kontrol mekanizmaları ile önlenmesi gerektiğini savunanlardanım.
Yaşanan kültürel dönüşümü görmezden gelmeden umursamazlığın ve alışmanın daha fazla artmasının önüne geçilmesi için ciddi önlemlerin alınması gerekmektedir.
Dijital medya, kullanıcıların hem içerik tüketici hem de üretici olmasını sağlayan interaktif bir yapıya sahip olduğundan bilginin doğruluğunu kontrol etmeyi zorlaştırdı ve dezenformasyonun yayılmasına zemin oluşturdu.
Sosyal medya platformları, yanlış bilgilerin hızla yayılmasına olanak tanırken, bu tür bilgilerin geniş kitleler tarafından doğru olarak kabul edilmesi tehlikesini de hep birlikte yaşadığımız gerçeği gün gibi ortada…
Bu süreçte, toplumsal sapma olarak değerlendirilebilecek bazı davranışlar, sosyal medya aracılığıyla görünürlük kazandı. Etik dışı davranışlar veya toplumsal normlara aykırı hareketler, dijital platformlarda popülerlik kazanarak normalleşme sürecine girmeye başladı.
Dijital medya, insanlara kendi değer yargılarını sorgulama ve alternatif normları benimseme özgürlüğü sunarken, aynı zamanda toplumsal sapmaları teşvik edebilecek bir platform haline dönüştü. Daha önceleri halk tarafından tabu olarak görülen bazı konular sosyal medyada destek bulmaya ve geniş kitleler tarafından kabul görmeye başladı. Bu durum, toplumsal değerlerin sürekli değişmesine neden olurken, sapmaların normalleşmesini hızlandırmaya devam ediyor.
Dezenformasyon, yalnızca yanlış bilgi yayılmasına yol açmakla kalmıyor aynı zamanda toplumda kutuplaşmayı arttırırken bilgi, kurum, kuruluş ve kişilere olan güveni de zedeliyor. Yanlış bilgilerin sürekli dolaşımda sokulması, insanların gerçek ile kurgu arasındaki farkı ayırt etmesini zorlaştırıyor.
Bu durumda toplumsal algı manipüle edilerek toplumun kodlarının değişmesine ve sapmaların yaygınlaşmasına neden oluyor.
Dijital medyada bilgiye karşı tepkiler insanların ideolojik veya duygusal bağlamlarına göre değişkenlik gösteriyor. İnsanlar artık bilgiye eleştirel yaklaşmak yerine, kendi görüşlerini destekleyen içeriklere yönelme eğilimine girerek dezenformasyonun ve toplumsal sapmaların daha hızlı benimsenmesine yol açıyor.
Geleneksel medyadan dijital medyaya geçiş, toplumsal normlar ve değerler üzerinde ciddi bir dinamit etkisine yol açarken dezenformasyonun yayılmasını engellemek ve toplumsal sapmaların normalleşmesini kontrol altına almak için medya okuryazarlığının artırılması gerekliliği tekrar tekrar önümüze çıkarken bunun bir zorunluluk hali aldığını görüyoruz.
İnsanların bilgiye eleştirel yaklaşması, doğruluk kontrol mekanizmalarının güçlendirilmesi ve sosyal medya platformlarının kontrol altına alınması bu süreçte ciddi bir ihtiyaç halini alırken yasalarında bu bağlamda oluşturulması gerekiyor.
Dijital medyanın sunduğu avantajlardan yararlanırken, toplumsal değerlerin korunması ve bilgi güvenliğinin sağlanması medyanın geleceğinin korunması için büyük bir önem taşıyor.
Bu nedenle, kişiler ve kurumlar dijital medya çağında bilinçli bir şekilde hareket ederek dezenformasyona ve toplumsal sapmaların normalleşmesine karşı farkındalığı artırarak daha güçlü bir toplumu hem kendimiz hem de geleceğimiz olan çocuklarımız için bu bilinci oluşturmak zorundayız.