Günlerdir hep birlikte bir soykırımı takip ediyoruz canlı canlı, gün gün izliyoruz. Hani o yıllardır okuduğumuz kitapları, izlediğimiz filmleri gözümüzün önünde gerçekleştiriyorlar ve öylece çaresizce izliyoruz.
İsrail, Amerika ve İngiltere’nin yazdığı senaryo bütün insanlığa aklını kaybettirmek üzere…
“İnsan hakları” diyen batı bebeklerin ölümüne onay verdi.
İsrail’e karışmaya kalkan karşısında bizi bulur dediler. Birleşmiş milletler genel sekreterinin kameralar önündeki hali tarih kitaplarına kazınacaktır.
İslam ülkeleri derseniz aynen öyle…
Koca koca devletler bize göre sessiz.
Diplomasi trafiği elbette sürüyor ve her devlet öncelikle kendi milletini ve toprak bütünlüğünü önemsiyor.
Lakin bütün bu yaşananların, işlenen savaş suçlarının, sivil katliamının, hastane, okul, ev ayırt etmeden atılan füzelerin, kimyasal bombaların hiç bir açıklaması yok.
Bugün Refah (Rafah) sınır kapısı açıldı…
Mısır’da bulunan sınır kapısının bu şartlarda açılması yeni bir kabusa yol açabilir.
Ateşkes yok!
İnsani yardım koridoru yok!
Karşımızda hiç bir kural tanımayan işgalci, terörist devlet görünümlü bir yapı var.
Netanyahu, “sınırdan giren yardımlar Hamas’a ulaşırsa tüm araçları vururuz” açıklaması son derece korkutucu çünkü hiç bir ispata ve açıklamaya ihtiyaçları yok.
Gazze’ye onlarca ülkenin yardımları gidecek ve onlardan birinin vurulması Ortadoğu’da yanan ateşi körüklemeye yol açar 3. Dünya savaşı kapıda beklerken umarım korktuğum şeyler yaşanmaz.
Uluslararası ilişkileri biraz olsun takip eden herkes dünyada tuhaf şeylerin döndüğünü anlayabilir. Taraflar çok sert bir şekilde belirlendi.
Bu saatten sonra iç kavgaları bırakmak ve her şeyden önce ülkemize, geleceğimize sahip çıkmak zorundayız.
Allah yardımcımız olsun…